DOSTTAN DOSTA
801- İlim ve irfânın yolu, red ve inkârı kaldırmaktan geçer..
* * *
802- Sevdiğinin kim olduğunu bilebildiysen, yok olasıya sev !.
* * *
803- Neyi seversen sev, gerçekte sevdiğin TEK'tir !.
* * *
804- Hakikat, "ÖZDE BİR" olmak; marifet, "GÖZDE BİR" olmaktır!..
* * *
805- Aşk öyle bir ateştir ki, son yaktığı kendisi olur!.. Onun için aşıklar, tükenene kadar yanarlar!.
* * *
806- Benlik, yana yana tükenince "hiç" kalır!... "Hiç" olunca da "hep"e dönüşür!.
* * *
807- Fâni, fenâ buldumu, Bâkî kalır...
* * *
808- Sen yok olduğunu farkettiğinde geride kalan Bâkî'dir!..
* * *
809- Fâni yok olduktan sonra Bâkî kalmaz; çünkü fâni, fânidir!.. Bâkî, ise Bâkî!.
* * *
810- "Fâni", "yok olacak" değildir; çünkü zaten "yok"tur!... "Fâni"nin herhangi bir zamanda yok olduktan sonra, Bâkî'nin Bâkî olacağını sanmak, Hakikattan gâfletin âlâmetidir!..
* * *
811- Aşk, gücünü vehimden alır!.. Vehimle hayatiyetini devam ettirir!.
* * *
812- Sevdiğinde, gerçekte sevdiğinin kim olduğunu biliyor musun?
* * *
813- Bir zamanlar sanırdım ki, karşımdaki bazıları beni sever... Farkettirdi ki, sevilen kendisiymiş!.
* * *
814- Ne kadar "O"nu sevdiğini iddia edersen et; sevmediklerinle hep sevdiğinden yüz çevirmedesin!
* * *
815- Bilinçsizsen, sevdiğine bir isim takar; sonra da o isim sanırsın!..
* * *
816- Kendini izhar ettiğinde, o mahalde; "Vech"ini gösterdiğinde her yerde ve şeyde "O"nu sevmemek asla mümkün değildir!.. Kör değilsen..?
* * *
817- Bilirsen kim olduğunu, doyasıya, ölesiye, yokolasıya sev!.. Yok oldun mu, ZATen bitti!.
* * *
818- ZAT'ta esmanın sözü geçmez!..
* * *
819- Edep, haddini bilmektir!...
* * *
820- Edep, hakkını vermektir!..
* * *
821- Kendinden gayrı olmayan TEK'in takdiridir kader..
* * *
822- Allah'a imân, ancak mutlak kadere imân ile mümkündür!.
* * *
823- Mutlak kadere imânla Allah'a imân gerçekleşir... Aksi halde tanrına tapınıyorsundur!..
* * *
824- A'mâ, takdiri görmeyendir!..
* * *
825- Sırsız cam şeffaftır; "sır" tutmaz!..
* * *
826- SIR TUTAMAYANA SIR VERİLMEZ !.
* * *
827- Sırlan ki, "sır" tutasın!..
* * *
828- Nur camdan geçer gider; aynadan akseder!.
* * *
829- "SIR"lanırsan, ayna olur hakikat güneşini aksettirirsin!..
* * *
830- İmtihan, sana değil; sendendir!..
* * *
831- İmtihanla kendi potansiyelini görür ve sonuçlarını yaşarsın!..
* * *
832- Fitne yani imtihan, senin, ilminle ne derece yaşabildiğini farkatmen içindir!.. Sanma ki imtihan, başkalarının seni mükafatlandırması ya da cezalandırmasıdır!..
* * *
833- Kör değilsen anla ki; sen kendi kaderini yaşamak üzere bu fıtratla FÂTIR tarafından yaratılmışsın!..
Kesinlikle bil ki, herkes özünden gelen bir biçimde kendi kaderini yaşar!.. Kimse kimseye bir zarar veremez!.
* * *
834- "Çok"tan "TEK"e bakanlar, asla gerçeği farkedemiyecekler!.. Körlüğün sebebi de bu bakıştır!.
* * *
835-Yaratılış sırrına ermek istiyorsan "TEK"ten "çok"u seyrettirecek olanı bul; ki gözün açılsın!..
* * *
836-insanlığın yolu gerçekleri görebilmek, kabullenebilmek ve hazmedebilmekten geçer!.
* * *
837- Kendini aldatmak mı, gerçeği yaşamak mı daha iyidir sence?
* * *
838- Soru sormak düşünce ve muhakemenin sonucudur.. Soru soran toplum insanca yaşamaya başlar!.
* * *
839-insanın şerefi ilmi kadardır!.
* * *
840- Toplum, huzur ve saâdeti, düşünmek ve soru sormakla elde eder!.
* * *
841- İnsan paylaşır; hayvan benim olsun, der!. Yaşam insan ile insansıların mücadelesidir..
* * *
842- Hayvan "daha çoğa sahip olmak"tan; insan ise daha çok "paylaşmak"tan zevk alır!.
* * *
843- Varlığın TEK'liğini kavramaktan çok daha zor olanı, sistemi müşahede etmek ve gereğini hakkıyla yerine getirmektir.
* * *
844- Hakikat mecâzdır; mecâz ise hayâl!.. Gerçeği ise "Ma'rifetullah"tır..
* * *
845- Gaybı Mutlaka ait olan ilim sıfatı, âşikar olduğunda "ma'rifetullah" adını alır..
* * *
846- Hakikat, kula GÖRE`dir!.
* * *
847- GÖRE olan her şey ise mecâzdır ve hayâldir!.
* * *
848- "Marifetullah", Bâki'nin ilminin bilfiil oluşudur!..
* * *
849- Bâkî, asıl ve orijindir.. Fâni ise, göre ve varsayımdır!.
* * *
850- Göreden, ancak göre doğar..
* * *
851- İlme hürmet etmeyen, pahasını ilimden mahrum kalmakla öder..
* * *
852- Allah Bâki, ise fâni nerede?.
* * *
853- Lâiklik, İslâm Okyanusu yanında bir su birikintisidir.
* * *
854- "Göre"si olanın "Hakikat"ı olmaz!.
* * *
855- Kadının hakkını ver, kulu olma!.
* * *
856- Şükür, nimetin Hakka aidiyetinin dile getirilişidir.
* * *
857- Cennette şefaat yoktur!.
* * *
858- Aşk, mi`râctır!.
* * *
859- İkinin Tekliğe yönelişinin adıdır aşk!.
* * *
860- Din devleti değil, dindarların devleti!.
* * *
861- "Daha..."sı olanın özgürlüğü olmaz!.
* * *
862- Hırs, şeytanın elindeki kementtir!.
* * *
863- Sessizliğin gücünün farkında mısınız?..
* * *
864- Düşüncelerinizi dilinizle değil, beyninizle ulaştırmağa çalışın!.
* * *
865- Ses yükseldikçe manânın gücü düşer!.
* * *
866- Gıybet ve dedikodu eden o sırada şeytana secde etmededir!.
* * *
867- Sana mı geliyorlar; sendekine mi; yanındakine mi?..
* * *
868- Duvarlar, şartlanmalardır!.
* * *
869- Allah fiili mutlak mükemmeldir!. Gayrının ki...?
* * *
870- Rasûlünü tanıyamadıysan, Kendisini nasıl tanıyabilirsin ki?
* * *
871- Sevgi, senden birşeyler götürür; beğeni, sahiplik duygusu getirir.
* * *
872- Ya, "Allah"ı kesrette gör; ya da "Allah" de, kesreti görme!.
* * *
873- Mahlûkat çiftleşir, insanlar "bir"leşir!..
* * *
874- Acziyeti hissetmenin sonu "fakr", onun da sonu "hiç"liktir!. Sonrasında dilde terennüm eden kendisidir!.
* * *
875- Cehennemde yanmanın kökeni "benlik kavramı ve ona dayalı duygular ve kabullerdir!
* * *
876- Kusur gören, Allah`ın "Hakiym" ismini inkâr etmededir!.
* * *
877- Zıddı olan her bir kavram kula, gayrılık anlayışıyla yaşayana GÖRE`dir.. Allah indinde "zıd" kavramı geçersizdir..
* * *
878- Evrenselliğe açılmanın yolu, kozadan çıkmaktan geçer!.
* * *
879- Yerel değer yargılarından arınmamış kişi "aydınsı"dır!.
* * *
880- "Allahuekber"i hakkıyla söylediğinde, indine Allah`tan gayrısı kalmaz!.
* * *
881- Namaz, bilincini sonsuzluğa taşıyan cankurtaran simididir..
* * *
882- Cam, herkesin; pırlanta "er" kesin elinde...
* * *
883- Hoşgörüsü olmayanın hoşgörüden sözetmeye hakkı yoktur!. Ederse, riyâ yapmış olur!.
* * *
884- Her an huzurda olduğunun farkında huzurunda mısın?
* * *
885- insan, hayâlleriyle kozasını örer; sükûtu hayâl ile gerçeği görme şansını elde eder; bunu değerlendirirse de kozası biraz daha delinmiş olur!
* * *
886- insan hayâl ettiği sürece yaşarmış.. Niceleri vardır ki, yaşar görünür, ölülerdir; ve niceleri vardır ki, asırlardır diridir!.
* * *
887- Her birimiz, birbirimizle de O`nun huzurundayız!. Farkında mıyız?.
* * *
888- Geri adım atmasını bilmeyenler, ilerleyemezler!.
* * *
889- Şirk kalktı mı AŞK kalmaz!.
* * *
890- Aşk, yolcunun en güzel barınağıdır.
* * *
891- Sabır, sevmediğine katlanmaktır!. Sevdiğine katlanmaz, razı olursun!.
* * *
892- Külli irade yokmuş gibi yaşa; iradei cüzün yokmuş gibi düşün!.
* * *
893- Yanmanın sebebi, takdir edeni görmemektir!.
* * *
894- Neyinle farklısın ki, seçilesin!.
* * *
895- Nankörlük, insansıların en belirgin özelliğidir!.
* * *
896- Nefsini gören Allah`tan perdelenir!.
* * *
897- Rastgele söylenen her söz, bilinçli yaşam düzeyinden içgüdüsel yaşama kayışın ifadesidir..
* * *
898- Hoşgörüsü olmayan tanrısına tapınmadadır!.
* * *
899- "Haliym" isminden mahrum olduğun sürece tahkik ehli olmaz; taklitle yaşarsın!.
* * *
900- Edep, esmânın hakkını vermektir!.
* * *
901- Kaybeden aldatandır; aldatılan değil!.
* * *
902- Yayın hidayeti (doğruluğu) eğriliğindedir!.